top of page

Hoşgeldin Yâ Şehr-i Ramazan!

  • Emirhan Horuz
  • 3 Haz 2017
  • 4 dakikada okunur

Esselâmun aleyküm arkadaşlar. Bildiğiniz gibi Mübarek Üç Aylardan olan Ramazan-ı Şerif Ayına girmiş bulunuyoruz. Öncelikle Ramazan'ınızı kutlar, hakkımızda temizlenme ve mağfiret olunmasını Yüce Allah'tan temenni ederim.

"Ey iman edenler, sizden öncekilere yazıldığı gibi oruç size de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki sakınırsınız." (Bakara Suresi, 183)

Bu hafta Ramazan Ayı hakkında birkaç şey paylaşacağız. Fazileti, önemi ve Müslümana bir fırsat olduğu hakkında bilgi edineceğiz.

Bilindiği üzere Ramazan Ayı, üç mübarek Ay olan Recep, Şaban ve Ramazan Aylarının sonuncusudur. Bu yıl 26 Mayıs Cuma akşamıyla başlayan Ramazan-ı Şerif, 24 Haziran Cumartesi akşamı son bulacaktır. Allah bu kıymetli saatleri ve günleri hakkımızda hayırlı eylesin.

Ramazan ayı bağışlanma ve rahmet ayıdır. Kendisine kavuşanlara Allah'ın lütuf ve kereminden ihsan edilir. Evine ve işine bereket gelir, Dünya'nın dar sokaklarında boğulmuş ve daralmış Ruhuna genişlik ve inşirah nüzul olur. Öyle ki gündüzleri tutulan oruç nefse ve şehvete engel olurken, akşam ezanıyla birlikte gelen iftarda Müslüman kimliğimizin tazelenerek çevremizde bulunan insanlarla bir araya gelmemize ve onlarla bağlarımızı yeniden sıkılaştırmamız için bir fırsattır. Evin en küçüğü fırınlara koşup pide sırasına girerken, annelerimiz de misafirleri ağırlamak için istekle çalışır. E tabi, hem Müslüman olarak, hem de Türk olarak misafirperverliğimiz ile tanınırız. Ayrıca oruçluyken misafir ağırlamak ve onların oruçlarıyla iftar yaptırmak mükafat yönünden pek kıymetlidir. Çünkü Rasul-ü Ekrem (s.a.v.) Efendimiz ''Ramazanda bir misafire oruç açtırana Sırat köprüsünü geçmek kolaylaşır.'' (V. Necat) buyurmuşlardır. Yine başka bir hadis-i şerifte ''Ramazan ayında bir oruçluyu su ile iftar ettiren, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur.'' denmiştir. Bir oruçluya dahi su ile iftar yaptırmanın faziletinin bağışlanma olduğu bir ayda, elbette yegane gayemiz bu olmalıdır.

Gündüzleri tutulan orucun da birçok iyi yönü ve fazileti vardır. Örneğin oruç tutmak midedeki yiyecekleri sindirdikten sonra kişinin oruçlu olması sebebiyle görevini farklı bir şekilde icraa eder. Sindirdiği yemeklerden sıyrılarak sahip olduğu güçlü asitler ile vücudun diğer organlarıyla iş birliği yapar ve fizyolojik olarak yenilenmeye katkı sağlar. Mesela çok fazla yağlı yiyecek yiyen birinin yüzünde sivilce çıkması kaçınılamazdır. Çünkü mideye giren yağ oranı fazla olduğu taktirde mide, bu oranı dengelemek amacıyla yağın bir kısmını damarlar aracılığıyla dışarı atmaya çalışır ve bu durumda sivilceler oluşur. İşte bu haldeyken insan karnına daha fazla besin göndermez ve sindirim yapılmaz ise mide bu sefer örnekteki gibi fizyolojiye katkı sağlayarak yüzlerdeki sivilceye, vücudun farklı yerlerindeki yaralara, veya büyüyüp gelişmeye daha fazla yardımcı olur. Bu yüzden oruç yalnızca fazilet yönünden değil, insanî yönden de çok değerlidir.

Yılda yalnızca 1 ay Rabbimiz için farz olarak yerine getirdiğimiz oruç ibadeti şehvet ve aşırıya kaçmaktan bizleri alıkoyar. Çünkü oruçlu insan karnını yalnızca Rabbi için boş bırakır ve yiyip-içmez, gözünü ve gönlünü haramdan uzaklaştırır, insanî duygularını ve Ümmet bilincini taze tutarak yardıma muhtaç insanlara, yetimlere ve kimsesizlere yardım elini uzatarak Ahirete yatırım yapar. Zaten Ramazan Ayı kadar birlikteliğin ve Vatan olarak, Devlet olarak, Millet olarak ve Ümmet olarak birbirimize en yakın olduğumuz, aynı duygu ve düşünceleri paylaşarak Ahiret için yarıştığımız bir Ay daha yoktur. Müslüman bu ayda Rasulullah'ın sünnetine ve Vatanına olan bağlılığını kuvvetlendirir, iyi işler yaparak hem kendine hem de çevresine faydalı olursa tüm yılı bu ruh haliyle devam edecektir.

Oruç tutan insan münakaşaya girmemeli, ağzından kötü söz çıkmamalı, yalnızca Allah'a ve ibadete yönelmelidir. Çünkü oruç, sadece aç kalmaktan ibaret değildir. Zaten Allah'ın bizim aç kalmamıza ihtiyacı da yoktur. Amacımız, bize farz kılınan bu ibadeti hakkıyla yerine getirerek yalnızca iyilikte bulunmak, ibadet etmek, zikir ile meşgul olmak ve insanlarla iyi geçinmek olmalıdır. Bu ayda ilim meclislerinde ilim tahsil etmek, eğer elden gelmiyorsa internetten sohbet dinlemek, Kur'an okumak, Mukabele yapmakla da ebedi saadet yolunda sağlam adımlar atılabilir. Bu ayda yapılan her işin genel akidesi Allah'ın rızasını gözetmek ve bu bilinçle hareket etmek olmalıdır. Kadınlar evlerinde aile saadetini dengelemekle ibadet ederken, evin erkeği de helal kazanç ile aile geçimini sağladıktan sonra kendine ve kendi amel defterine katkı sağlamalıdır. Çünkü bu ay diğer aylardan farklıdır. 11 Ayını Dünya için çalışarak geçiren insan elbette bundan bunalır ve bir ferahlık ister. İşte Ramazan ayı da bu sebeple vardır. İnsan ilişkilerini ve toplum bilincini yeniden oluşturmak, Dünyaya huzur ve güveni aşılamak için hepimize bir fırsattır.

Rasulullah (s.a.v.) Efendimizin bu ayın faziletleri hakkında birçok hadisi vardır. Birkaçını tebliğ ediyoruz;

-Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur. (Müslim, Sıyam 2, (1079))

-Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse, onun yemesini içmesini terk etmesine ALLAH'ın hiçbir ihtiyacı yoktur. [Buhari, Savm, 8.]

-Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, "Ben oruçluyum" deyin.[Buhari, Savm, 9]

-Ramazan ayında, hasta veya ruhsat sahibi olmaksızın kim bir günlük orucunu yerse, bütün zaman boyu oruç tutsa bu orucu kaza edemez. (Buhari, Savm 29)

-Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz. (Tirmizi, Savm 82, (807)

-Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur. [Nesai]

-Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, ameli de çok sevaptır. [Deylemi]

-Kadir gecesini, kim sevabına inanıp onu kazanmak ümidiyle ihya ederse, geçmiş günahları affedilir. (Müslim, Müsafirin, 174)

Birde bu Ay içinde Kadir Gecesi varır ki o, içinde Kadir Gecesi bulunmayan 1000 aydan daha hayırlıdır ve eftaldir. Bu yılki Kadir Gecesi 21 Haziran Çarşamba gecesini 22 Haziran Perşembeye bağlayan gecedir. Bu gece için de ayrı bir yazımız olacaktır inşallah.

Ramazan Ayı ve oruçlu kişi hakkında bir müjde daha vardır ki bu, bizlere gerçekten ümit veren bir müjdedir. Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz buyurmuşlardır ki;

-Şurası muhakkak ki, Oruçlunun iftarını açtığı zaman reddedilmeyen makbul bir duası vardır. (Beyhaki)

Hiç şüphe yoktur ki bizlerin en çok ihtiyacı olan şeylerden birisi de ettiğimiz duaların kabul olunmasıdır. İşte orucun faziletlerinden biri de budur. Oruçlu kişinin ettiği dua reddedilmez ve iftar yapana kadar gökte, Allah katında bekler. Allah da o duayı kabul eder.

O halde oruçluyken bol bol dua etmeli, kendimiz ve ailemiz için bereket dilemeli, Ümmetimiz ve Milletimiz için de kuvvet ve saadet istemeliyiz. Yalnızca kendi işlerimiz için değil, tüm Dünya Müslümanları için Allah'a yalvarmalı ve yakarmalıyız. Bilemeyiz ki belki de Allah bu Ay hürmetine bizlere hidayet yolunu kolaylaştırır ve Cennet Ehlinden kılar. En büyük temennimiz imanlı ölebilmek ve gerçek bir kul olarak Allah'a bu şekilde kavuşmaktır.

Allah bizlere orucu hakkıyla tutabilmeyi, bu kıymetli günleri hakkıyla îfâ etmeyi, Rasulullah'ı daha fazla tanıyıp daha fazla örnek alabilmeyi, Vatanımız ve Milletimiz için güçlenmeyi, Ümmetimiz ve kendimiz için de Ebedî Saadeti kazanabilmeyi nasîp eylesin. Allah ettiğimiz duaları, yaptığımız ibadetleri kabul, ilmimizi ve kulluğumuzu da ziyâde eylesin.

Selâmetle kardeşim...


 
 
 

Comentarios


Featured Review
Daha sonra tekrar deneyin
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Tag Cloud

© 2023 by The Book Lover. Proudly created with Wix.com

  • Grey Facebook Icon
  • Grey Twitter Icon
  • Grey Google+ Icon
bottom of page