14 Şubat Haramlar Günü

Bu haftaki yazımızda Müslüman gençlerin tuzağına çok fazla düştükleri ''Haram Sevda ve 14 Şubat Haramlar Günü'' hakkında konuşacağız inşallah.

İslamiyet ile uzaktan yakından ilgisi olmayan Noel Bayramı gibi Mümin toplulukları pençesinin içine almış haram günler günümüzde oldukça çoğalmaktadır. Kimi kimseler iman zafiyetleri sebebiyle bu günlerde Allah'ı haddi aşacak biçimde unutarak rahatça ''zina'' edebilmektedir. Hal böyle olunca da Siyonist çevreler Müslümanları dininden uzaklaştırmak amacıyla ''Sevgililer Günü'' adında uydurma ve pis adetler ortaya çıkarmışlardır.

Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de Allah-ü Teala şöyle buyurmaktadır;

وَقُلْ لِلْمُؤْمِنَاتِ يَغْضُضْنَ مِنْ اَبْصَارِهِنَّ وَيَحْفَظْنَ فُرُوجَهُنَّ وَلَا يُبْد۪ينَ

İnanan kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar ve açığa çıkanlardan, görünenlerden başka ziynetlerini göstermesinler. (Nur,31)

Nefisleri körelmiş, kendine bile merhameti olmayan bazı kimseler haram bir kişinin gözlerine şehvet ile bakmayı haram hükmüyle bizlere açıklayan Kitabımıza bile kulaklarını tıkar olmuşlardır.

Erkeklerin dış görünüşü veya hoşlarına giden bir davranışı sebebiyle Dünya yurdundaki pek az bir menfaati Ahiret yurduna tercih eden insanoğlu, bitmek tükenmek bilmeyen nimetlerle dolu Cennet'i elinin tersiyle hadsizce itmektedir. Külhanbeyliği ettiği Yüce Yaradanın Rahman ismine fazla güvenmenin ahmaklık olduğunu unutmak, açık denizde yüzme bilmeyen birinin balık avlamak için Denize atlamasına benzetilmektedir. Öyle ki bir olgunun olumlu yanı varsa, olumsuz yanı da olmak zorundadır. Bu olumsuzluklar insanoğlunun terbiyesi ve nefs-i emmaresi altında ezilmesini engellemek için vardır.

Bu günün tanımı Müslümanca yapıldığı takdirde şüphe yok ki asla kabul edilebilir bir şey değildir. Durum böyle iken bile bir takım kardeşlerimiz için gün şöyle başlayacaktır ve inşallah sorgulamak da bu yazıyı okuduğunda aklına gelecektir;

Heyecanlısınız, çünkü bugün onunla buluşacaksınız. En güzel kıyafetlerinizi giyip, en güzel kokuları sürdünüz belki de. Makyajınızı yaptınız, yada saçlarınızı yapmanız saatlerinizi aldı. Ne kadar güzel/yakışıklı olabiliyorsanız oldunuz. Yola çıkarken aklınıza bu yazı geldi ve sordunuz kendinize; ''Acaba Allah bundan razı mı ?''

İşte, nasıl ki rüyanın en güzel yerinde uyandığımızda içimizi bir pişmanlık ve hayal kırıklığı kaplar ise, o anda da böyle olacaktır. Çünkü sizde biliyorsunuz ki Allah bundan razı değil, nazil buyurduğu kitabında söylemişti. Haram sevdanıza giderken aklınıza günahlarınızın kayıt altına alındığı gelsin. Kiramen Katibin sizi uyarsın ki, bu uyarı kulaığınızı sağır edercesine zihninizde dolaşsın. ''Pişman ol, çünkü Mahşer'de olamayacaksın.''

Allah'ın razı olmadığı ilişkilerde haramlara batarken aklına hiç Fatıma-tüz Zehra geldi mi ?

Hz. Fatıma biricik Peygamberimizin biricik kızıydı. Öyle ki Mekke'de kız çocukları insan olarak sayılmazken, diri diri kızgın kumun altına gömülürken, O, Kainatın sebebi olarak yaratılan mübarek zatın omuzları üstünde yıldızları seyrediyordu.

O'nun iffeti ve namusu Babasına (s.a.v) çekmişti. Sokakta dahi edepsizce ve hayasızca yapılan zinalar ona yaklaşamamış, niyet edememiş, ve O'na doğru atılan her adım paramparça olmuştu.

Mekke gençleri Atalarının dininden dönmezken, O İslam ile şereflenmişti. Irzı ve iffeti en değerli hazinesiydi. Kendini Allah'a adamış bir kuldu. O'nun (s.a.v) terbiyesi altında büyümek nasıl bir nasip olmalıydı ki, aklına günah bile gelmiyordu. Evet O bir peygamberin kızıydı, fakat onunda bir nefsi vardı.

Ali b. Ebu Talip, Peygamberimizin (s.a.v) amcasının oğluydu. Peygamberimizin İslam çağrısına uyan ve Cennet ile müjdelenen ilk erkektir. Öyle ki Rasulullah onu yanına küçükken almış, Fatıma ile aynı evde İslamı şereflenmiş, ilimleri ve edepleri ile isimleri kalplere kazınmıştı. Bu iki genç ileride evlenecek, ve soyları Kıyamete kadar devam edecekti. Birbirlerini ne kadar sevdiklerini birde sen düşün.

Fatıma'lar Ali'lere layıktır kardeşim. Nasip, nasipten öteye adım atamaz kardeşim. Sen ne kadar birilerinin gönlünü almaya çalışsan da, bekleme ki o senin olacaktır. Mutlu olmayı da bekleme kardeşim, çünkü haramda huzur arayana huzur haram olur. Sen ne kadar fazla haram gönle girersen, senin helalin de senin gibi olacaktır. Bunu ben demiyorum, Kur'an diyor;

الْخَبِيثَاتُ لِلْخَبِيثِينَ وَالْخَبِيثُونَ لِلْخَبِيثَاتِ وَالطَّيِّبَاتُ لِلطَّيِّبِينَ وَالطَّيِّبُونَ لِلطَّيِّبَاتِ أُوْلَئِكَ مُبَرَّؤُونَ مِمَّا يَقُولُونَ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ

Kötü kadınlar, kötü erkekler içindir. Kötü erkekler, kötü kadınlar içindir. Temiz kadınlar, temiz erkekler içindir. Temiz erkekler, temiz kadınlar içindir. (Nur,26)

Hz. Fatıma olup, Kainatın Efendisinin mübarek omuzlarında Cenneti seyretmek varken, neden gözlerin haram gözlere kayıyor ?

Hz. Ali olup Allah'ın Rasulünden ''Lâ Fetâ illâ Ali lâ Seyfe illâ Zülfikâr'' (Ali'den başka yiğit, Zülfikar'dan başka kılıç yoktur) sözünü duymak varken, neden helalini beklemek yerine haramlarla Ahiretini terk ediyorsun ?

14 Şubat günü herkes haramlar işlerken sen onlardan olma kardeşim. Senin dinin bu kadar ucuz değil. Sen farklısın. Seni o haram kişi değil, ''Yar'ını yaradan'' daha çok seviyor. Nasıl mı ? Çünkü sen Müslümansın. Sen Allah'ın yeryüzündeki halifesisin (Bakara,30). Sen İslam Sancağını elinde tutan kişisin. Silkelen kardeşim, silkelen ki dökülsün haram umutlar. Güven seni yoktan var edene. Bir başındaki ayete, bir de nefsine bak; ''Ben Kimim?'' de. ''Ben güzel/yakışıklı olabilirim. Bunun şükrü secde olmalıdır, haram sevda değil'' de. Bırak kardeşim o yolu,O yol Şeytanın yoludur. Sana şah damarından daha yakın olduğunu söyleyen bir Rabbin var (Kaf,16). Yürürken gözlerin yere baksın, hayadan başını kaldırma, çünkü sen Cennet ehli olmaya talipsin. Gel sarıl kalbine, kadere, kedere. Korkma yalnız kalmaktan. Kalmayacaksın. Bir gün gelecek, Allah sana çok daha mükemmel birini nasip edecek. Ve diyeceksin ''Elhamdülillah ki o gün haram sevdadan uzaklaşmışım.'' diye. İnan, güven, ve sabret kardeşim. Sabret ki tecelli bulsun umutlar. Ve de ki ''حسبنا الله ونعم الوكيل، نعم المولى ونعم النصير'' Allah bana yeter. O, ne güzel vekildir.

Selametle...